SURİYELİYİM
- Merve YILDIRIM
- 13 Haz 2016
- 1 dakikada okunur

Minik bir el beliriyor gözlerimin önünde. Çok olsa 5-6 yaşlarında, boyuna baksn çaresizliğinin yarısı kadar. Elinde iki mendil, ezberletilmişcesine tekrarlıyor beynimi delip geçen o cümleyi. -''Mendil alsana.'' ''Mendil alsana.'' .. Gözler var etrafında pervasızca ona bakan. Alışılmışlık var insanlarda. Tuhafına gitmiyor insanların el kadar çocuğun bunu yapıyor olması. Ses etmeden onu gözlemlemek bile ağır geliyor vicdanıma. Bir masa yanına çağırıyor. Ve diyalog şöyle: -''Kardeşin var mı senin?'' -''Var 3 tane.'' -''Nerelisin sen?'' -''Suriyeliyim.'' -''Savaş mı var sizin orada?'' -''Hı hı.'' -''Müslüman mısın sen?'' -''Hayır, Suriyeliyim.'' -''Annen baban nerede?'' -''Onlar da böyle..'' Ve uzaklaşıyor bedeni küçük, yüreği büyük çocuk. ''Mendil alsana.'' ''Mendil als..'' Vicdanımla pandomim yapıyoruz yine, gözlerin içinde. Savaşlar.. Birileri çıkarları için savaş yapıyor ve bedelini oyun çağında mendil satarak bir çocuk ödüyor. Siz yaptınız! Siz, size sesleniyorum. Çıkarları için, üç kuruş daha fazlası için kıç yalayıp, savaş başlatanlar ve siz bu duruma alışanlar. O minik beden kadar ben de ürküyorum sizden. Savaş denilen o kasveti minicik bir beden, sizin yüzünüzden öğrendi. Dinini, mezhebini bilemez o çünkü ona bunlardan önce savaşı öğrettiler!
































Yorumlar