top of page

GÖK GÜRÜLTÜLÜ SAĞANAK YAĞIŞLI

  • Merve YILDIRIM
  • 30 Eki 2018
  • 1 dakikada okunur

Oysa ben yıllarca her an yağmura olan sevgimden bahsetmiştim insanlara, bir kez daha anlamıştım şimdi insanı en çok sevdikleri kırarmış. Pılımı pırtımı toplayıp baharın çocuklarına koşmuştum, birkaç cümle okur biraz karalarım umuduyla. Bu kez yanıma kahve değil su aldım, bilmezsiniz bu açıkça altıncı his kuvvetliliğiydi. Toprağa bastığım o an da yağmur yağmadan önce gürültüsüyle kan kustu bana, toprağa kıskanmış olsa gerek benden. İlk kez kırıldım yağmura bu kadar oysa ne çok hayal kurmuştum toprak üzerine. Öyle kızmış öyle aksiydi ki belli bir şeylere sıkılmış canı, ansızın bir çocuğun mide üşütmesi gibi kustu her yere. Bir şey demedim, bükemediğim bileği öpme fikrine yakından olduğumdan değildi bu. Pek bağırışlı yağıyordu belli ki konuşsam da dinlemeyecekti. Kalemi güzel bir kadının, güzel bir kitabının altmış üçüncü sayfasındaydım oysa, bir solukta okuma isteğime yağmur damlaları düşmüştü. Ben ne zaman birini anlamak istesem sağır olurdum zaten. Karşımda yağmur ve gök birlik olmuş öylece bağırırlarken bir an geldi yağmur kokusuna dikkat kesildim, beni zaten en çok kokular sarsar. Durdum ve dedim ki “Toprağı kıskanmak da neyin nesi?” içimden söylemiştim tabi, cesaretsiz oluşumdan değil, hayat insana kendisiyle konuşmayı öğretiyor. Kendiyle sohbet eden insanlar da yalnızlığa bir tür aşk diyor. Haksız da sayılmayız. Neyi anlamak istediysek ve neye dokunmak istediysek işitilmedik sonra biz de gürlemeyi öğrendik. Bir çoğunuz taklit der şimdi ama gürlemeyi göğe biz öğrettik.

 
 
 

Yorumlar


Featured Posts
Recent Posts
Search By Tags
Follow Us
  • Facebook Clean
  • Twitter Clean
  • Instagram Clean
  • YouTube Clean
  • RSS Clean

© 2023 by DO IT YOURSELF. Proudly created with Wix.com

bottom of page