İNANMANIN DERİNLİKLERİ
- Merve YILDIRIM
- 30 Eki 2018
- 1 dakikada okunur

Ne garip değil mi? Gözlerinin gördüğü, kulaklarının işittiği kadar varsın bu hayatta. Sadece bunlarla yaşıyorken herkes gibi olmaktan kaçamıyor insan. Ama seni sen yapan şeyler de var. İnançların. Duyduklarının, gördüklerinin çok ötesinde bir şey bu. İnanmak... Öyle derin ki. Dibine indikçe soğuk ve ürkütücü. İnançları en dipten zirveye kadar yaşayan insanlar var. İnanmanın zirvesi bence hiç iyi olmadı. Bizim gibi derinlikleri yol bilmiş insanlar için her zaman en iyisi inancın derinliklerini sevmekten geçti. İnancın derinliklerini sorguluyor elbette insan. Ne mi var o derinliklerde? Kışın ortasında baharı düşleyip rengarenk çiçekler açtırmak, bir şiirin bir sonraki mısrasına umut kondurmak, küçük çocukların sadece oyuncağı kaybolduğu için ağladığı bir dünya var. Öyle bir dünya ki bu toz pembeyi düşlerken siyah demir parmaklıkların ardından gözyaşı dökmek gibi. Demir parmaklıklara alışıyor insan da özgürlüğünün kısıtlanmasına lanet ediyor. Bizler umudun, özgürlüğün, inancın en derin insanlarıyız.
































Yorumlar